Throne of Rats
Mesaj Sayısı : 31 Nerden : Tokat Rep : Teşekkür : Ruh Hali : Tuttuğu Takım : Konuya Puan Ver : <div class="js-kit-rating" view="score"path="" title="" permalink=""></div><script src="http://js-kit.com/ratings.js"></script> Kayıt tarihi : 01/09/08
| Konu: Atilla (Şiir) Ptsi Eyl. 01, 2008 10:32 am | |
| Kimse titretemedi Hunlar kadar Roma’yı Roma ki Akdeniz’i bir iç göl yapmış Üç kıtaya hakim İleri karakolları Tuna’dan Ren ve Fırat’a Oradan Sahra ve Lud Havzasına ulaşan Bir dünya emperyali
Hiçbir kuvvet korkutamadı Hunlar kadar Roma’yı Hunlarla ittifakı reddeden Gotlar Trakya- İtalya’ya Vizigotlar Güney Fransa’ya Vandallar Kuzeybatı Afrika’ya sürüldü Zenci köle ticaretini Roma’nın Ekonomik öğesi yaparak Roma’ya boyun büktüler
Uranus oğullarını Olympos’a gömmeyi başaran İsa Bu yabanıl kavimleri de Kanatlarının altına almayı başaralı İki yüz yıl olmuştu Pagan Greko - Latin uygarlığı Hıristiyanlaşalı Ve İsa asılıp Konsül Hıristiyanlığı resmi din ilan edeli beri
Roma İsa’yı asıp Sosyal ve kültürel ihtişamını koruyacağını düşünmüştü Oysa İsa’nın gölgesiyle acze düşmüştü
Hunlarla Cermenler aynı amaçla birleşince Atilla’nın amcası Ruga Kuzey Avrupa’da bir tehdit odağı olmuştu
Başbuğ Ruga Orta Asya’dan getirdiği Töre ve törenlere sadık kalıp Kendi kültüründen geri bir kültüre sahip Cermenleri etkisi altına aldı
Hunların giyim kuşamları Pusat ve donanımları At ve araba koşumları Romalılardan ileri düzeydeydi Örgüt yapıları da öyle
Hunların dinsel inançlarından da etkilenip Şaman tapınma törenleri Yekten Cermen kültürünün temeli oluşturdu
Hunların etki ve itkisiyle İlkel Cermen toplulukları Greko - Latinlere kafa tutar hale geldi
Ruga Hunları ve Cermenleri aynı bayrak altında toplayıp Görevi tamamlanınca göğe uçtu Atilla’nın eli amcasının kanına bulaştı.
Atilla’nın babası Muncuk sağ olmasa da Cermen anası Yula Abisi Bleda’ya ve Atilla’yı Analık görevini yapıp Hun törelerinde İyi bir bahadır olarak yetiştirdi
Bleda çok genç ve gözü pekti Batı Roma’ya akınlar düzenledi Hun ve Cermen silahlı Güçlerini yeniledi Ardından geniş bir coğrafya üzerinde Hiçbir muhalif odak bırakmadı Uyruğundaki halkalara Dirlik ve düzenlik güvencesi verdi Hun ve Cermen ittifakı Öç ve yağma üzerine kurdu Doğu ve Batı Roma İmparatorluğun alternatifi oldu Greko - Latin uygarlığı step uygarlığının atları altında ezildi
Atilla’nın karısı Albız boş durmadı Atilla’nın içine şer tohumları ekildi “İki kılıç bir kına sığmaz! ” Diye fısıldadı Atilla aldırmadı “Dünya iki başbuğa dardır” Diye mırıldandı Atilla umursamadı “Senin akıbetini Bleda tayin edecek! ” Diye bağırdı “Bleda mı? Olmazdı Olamazdı Niçin olamasındı? Olur olurdu elbet”
Atilla’nın kardeş sevgisiyle yanan kalbi Birden öfkeyle kabardı Hınçla bilendi Sağ kolu Arpad’ı yanına çağırdı Bleda’nın kesilmiş saçı iki hafta sonra Atilla’nın tolgasına sorguç oldu
Diriyken esirgediği kutluğ * değeri başının üstünde tuttu Kendisine katil gözüyle bakanlara “Yeter! ” Diyordu Çığlık gibi yırtıcı sesiyle “Saygısızlık etmeyin Belada benim öz karındaşım Ağabeyimdi Alplik nedir o öğretti bana Kendisini öldürtmem gerektiğini de”
Sonra sırtını bir ağaca dayayıp Uzak bir Sungura ** bakıyormuşçasına Gözlerini kısıp ihanetini ve sebeplerini anlatıyordu Ve sonucu şöyle bağlıyordu “Ağabeyim Bleda’nın malum akıbeti Mevcut koşulların ve doğa yasalarının bir gereğiydi Gerçekte o ölmedi ruhen benim içimde Gücünü bana bahşetti Ondan önce saftım Gözüm açıldı Bleda’nın uçmağa varışından itibaren Uslamlama gücüm arttı”
Tolgasıyla kılıcıyla Çıkık elmacık kemikleri Sakal bırakmış yüzü Kısa boyuyla Bir at çobanına benziyordu
Ne Bayındır Han kadar ihtişamlı Ne Oğuz Kağan gibi bilge Yarı Cermen yarı Hun Sürekli tetikte sürekli dikkatli Bir at çobanı
Kısık çekik gözleri bir step ejderi gibi Kızıl diliyle tıslayarak gülüyordu “Ben Roma İmparatorluğunun baş belasıyım Mağdur ve mazlum halkların öç mızrağı” Tepeden tırnağa insanı titreten bir sesi vardı
Burhan-haldun dağının alnacında ulayarak Yedi düele seyrü sefer eden Cengiz Han’dan el aldı Seyr ü sefer eyleyip Köle ticaretinden büyük gelir sağlayan Burgondları kılınçtan geçirdi Viking ve Saksonları hükümranlık alanlarından kovdu
Kuzey Avrupayı tümden ele geçirdi Kendini kağan ilan edip Şaman kahinlerinin elinden taç giydi
Atilla kağan olur olmaz Step törelerini kesintisiz yürürlüğe koydu Uyruğundaki halkların Dinler mozaiğine saygılı davrandı
Balkanlara Hunlardan önce gelen Hıristiyanlaşan Türk kabilelerine Romalılarla Hunlar arasında ezilmesinler diye Özel önlemler aldı
Tebaasındaki karındaşlarına Talan ve yağma ganimetlerini eşit paylaştırdı
Ne var ki kağanlığına bağlı Kahinler Kurulu Yeterli bilgi ve bilgeliğe sahip değildi Step törelerinin temelindeki adalet anlayışı Onlar elinde dehşet kan ve gözyaşına döndü En büyük müttefiki Cermenler akıl almaz Tüyler ürpertici cezalar aldı Tarihe acımasız bir hükümdar olarak geçti
Oysa aşk ve adalet anlayışını Bu ilkel insanlara aşıladığını sanıyor Kendi suretine bürünmüş korkunun Kol gezdiğini fark etmiyordu O büyük ideallerin ve Tanrısal aşkların adamıydı Tek amacı yeryüzünü bir Hun cenneti yapmaktı Bu kutluğ ideali uğruna kelleyi koltuğa almış Gerçek bir step bilgesiydi
Atilla bu idealle durmuyor Yeni seyrü seferler düzenliyordu Doğu Romalılar “Atilla Kontantinopolis’e geliyor! ” Diye Trakya bölgesini olduğu gibi step atlılarına terk ettiler Ve Marmara bölgesine çekildiler
Atilla Kontantinopolis’e girmedi Meriç Havzasında durdu Marianopolis’le Serdice dahil Yetmişten fazla kent zapt edildi Şimdilik bu yeter dedi Zamanın sarkacı gidip gelirken Öç duygusu Doğu Romalıların İmparator naibi Krysaphios’un Atilla’ya kininiyle birleşince
Krysaphios kağanın başını Onun sağ kolu Edekon’dan istedi Ona bir servet teklif etti Edekon Krysaphios’un teklifini kabul etti Ve hemen yola koyuldu Atilla’yı katletmek şöyle dursun Krysaphios’un girişimini Atilla’ya bizzat kendi anlattı
Atilla Krysaphios’un başını istedi Krysaphios Hunları hiç tanımamasının Bedelini canıyla ödedi Çünkü, elçi Edekon’un indinde Atilla Gök Tanrı’nın bir suretiydi İstese de ona ihanet edemezdi
Kaldı ki Atilla’nın erkanı Atilla’dan daha iyi koşullarda yaşamaktaydı Atilla ihtişamını tabasından esirgemezdi de Rahip Jordanes ve tarihçi Priskos Bu tuhaf gerçekliğin tanıklarıydı
Trakya’nın ilhakından ve suikast olayından Sonra Atilla kuzeye çekildi Doğu Roma – Batı Roma birleşip Atilla’ya saldırdı Atilla antlaşmalar yapıp bekle gör politikası uyguladı
Ta ki Hororian’ın sesi ta Tuna kıyılarında yankılanınca Kendisine 25 yıl önce gönderilmiş Yüzüğe dudak büken Atilla Hororian’ı kurtarmak için ant içti
İmparator Constantius’un kızı ve varisi Hororian’u İmparator ölünce İmparatoriçe Plancdia Hapse attırıp Oğlu Valentinianus’u imparator yapmıştı
Atilla Hororian’ın zindana kapatılmaması Ve karısı olması için Batı Roma ‘ya dünürcüler gönderip İmparatorluğun yarısını drahoma olarak istedi İmparatorluk reddedince bu isteğini Orleans’da Roma ve ittifakı Got ordularıyla Batı Hun silahşorları göğüs göğse çarpıştı
Kan su gibi aktı Gök Tanrı’nın Kutluğ Alpleri Şaman bahadırlarının ümit ve cesaretle yoğrulmuş step atlıları Batı Roma ordusunu dağıttı Kuzey Galya küçük krallıklar halinde parçalandı Britanya Saksonlara Güney Galya ve İspanya Vizgotlara Jura ve Alp bölgesine Burgonlar yerleşti
Step atlıları vadilerden ağır ağır Po ovasına aktılar Po ovasında salgın kasırga gibi Atilla’nın ordusuna çullanınca O görkemli Hun ordusu hızla eridi Apeninler toynak sesleri yerine Hasta askerlerin öksürüğüyle yankılandı Atilla Hıristiyanların Tanrısı’nın hışmına uğradığını Düşünüp geri döndü
İçindeki ateş bir türlü sönmüyordu Hororian’ın da Roma’nın da Gök tanrı belasını versindi
Tekrar evlenmeye karar verdi Kendisine İlek, Dengizik ve İrmek adlı üç oğul veren Albız yoktu artık
İldiko adlı bir peri kızını sevdi İldiko kimdi nereliydi kimse bilmiyordu Yedi gün şenlik ateşleri yakıldı Davullar vuruldu yedinci gün Atilla gerdeğe gencelip girdi Ecel onu nice savaştan yara almada Kurtulmuş stepleri bozkır kurdu İldiko’nun göğ gözlerinde boğuldu yok oldu Atilla ölmüş Atilla öldürülmüştü
Şaman kahinleri bu kutluğ ve bilge hanı Gömecek yer bulamadılar Tuna nehrinin kollarından birinin yatağını değiştirip Üç günlük yuğ*** töreninden sonra Kızıl otağın önünden Beğümler**** saçlarını yoldu Alpler sakalların yolup Beyler****** hançerleriyle yüzlerini çizip Kızıl ateşlerin önünde sinsin oynadılar Bu nehir yatağına gömdüler ulu hakanları Definle görevli Yund Kabilesi****** Töreleri gereği Batı Hun toprakların terk edip Atlarını bir daha dönmek üzere Anadolu’ya doğru sürdüler Atilla göğe uçup gitti Ulu bir sungurun kanadına takılır | |
|
sevdali68
Mesaj Sayısı : 32 Yaş : 40 Nerden : aksaray Rep : Teşekkür : Ruh Hali : Tuttuğu Takım : Konuya Puan Ver : <div class="js-kit-rating" view="score"path="" title="" permalink=""></div><script src="http://js-kit.com/ratings.js"></script> Kayıt tarihi : 03/09/08
| Konu: Geri: Atilla (Şiir) Salı Eyl. 09, 2008 8:17 pm | |
| hepsını okuyamadım ama yınede gusel olmuss | |
|
-SÜMEYYE-
Mesaj Sayısı : 86 Yaş : 34 Nerden : TOKAT Rep : Teşekkür : Ruh Hali : Tuttuğu Takım : Konuya Puan Ver : path="" title="" permalink="">
Kayıt tarihi : 31/08/08
| Konu: Geri: Atilla (Şiir) Salı Eyl. 16, 2008 8:58 pm | |
| BU NEKDAR UZUN BÖYLE AZCIK OKUDUM AMA ÇOK GÜZEL | |
|
rümeysa
Mesaj Sayısı : 30 Yaş : 29 Nerden : Toqatt Rep : Teşekkür : Ruh Hali : Tuttuğu Takım : Konuya Puan Ver :
path=\"\" title=\"\" permalink=\"\">
Kayıt tarihi : 16/09/08
| Konu: Geri: Atilla (Şiir) Salı Eyl. 16, 2008 9:01 pm | |
| yawww atilla ilhanın şiirleri harika oluo ya=D ben bu şiiri daha öncee duymuştum süpeperrr bi şiir ...!!! | |
|